Türkiye’nin nüfusu, 31 Aralık 2024 itibarıyla bir önceki yıla göre 292 bin 567 kişi artarak 85 milyon 664 bin 944 kişiye yükseldi.
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) verilerine göre, ülkede yaşayan erkek nüfus 42 milyon 853 bin 110, kadın nüfus ise 42 milyon 811 bin 834 olarak kaydedildi. Böylece toplam nüfusun %50,02’sini erkekler, %49,98’ini ise kadınlar oluşturdu.
Türkiye’de ikamet eden yabancı nüfus, bir önceki yıla göre 89 bin 996 kişi azalarak 1 milyon 480 bin 547 kişiye geriledi. Yabancı nüfusun %48,3’ü erkek, %51,7’si ise kadın olarak belirlendi.
Nüfus artış hızı binde 3,4 oldu
Nüfus ve yıllık nüfus artış hızı, 2007-2024
İl ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı %93,4 oldu
Türkiye’de il ve ilçe merkezlerinde yaşayan nüfusun oranı, 2023 yılında %93 iken, 2024 yılında %93,4’e yükseldi. Buna karşılık, belde ve köylerde yaşayan nüfusun oranı ise %7’den %6,6’ya geriledi.
Mekânsal Adres Kayıt Sistemi (MAKS) verilerine göre, Türkiye nüfusunun %67,2’si yoğun kent, %15,5’i orta yoğun kent ve %17,2’si kır olarak sınıflandırılan bölgelerde ikamet ediyor. Bu yeni sınıflama, fiili kent-kır yapısını daha doğru bir şekilde yansıtmak amacıyla oluşturuldu.
Kentleşme oranındaki bu artış, büyük şehirlerdeki nüfus yoğunluğunu artırırken, kırsal bölgelerde yaşayanların sayısının giderek azaldığını ortaya koyuyor.
Türkiye’de 40 ilin nüfusu azaldı
2024 yılında, Türkiye’de 40 ilin nüfusunda azalma yaşanırken, büyükşehirlerde nüfus artışı sürdü.
İstanbul’un nüfusu, bir önceki yıla göre 45 bin 678 kişi artarak 15 milyon 701 bin 602 kişiye yükseldi. Türkiye nüfusunun %18,3’ü İstanbul’da ikamet ederken, en kalabalık iller sıralamasında İstanbul’u 5 milyon 864 bin 49 kişi ile Ankara, 4 milyon 493 bin 242 kişi ile İzmir, 3 milyon 238 bin 618 kişi ile Bursa ve 2 milyon 722 bin 103 kişi ile Antalya takip etti.
2023 yılında yalnızca 10 ilin nüfusunda azalma görülürken, 2024 yılında bu sayı 40’a yükseldi.
En fazla nüfusa sahip ilk 5 ilin cinsiyete göre dağılımı, 2024
Nüfus piramitleri, toplumun yaş ve cinsiyet yapısındaki değişimleri gösteren grafikler olarak tanımlanır. Türkiye’nin 2007 ve 2024 yılı nüfus piramitleri karşılaştırıldığında, doğurganlık ve ölümlülük hızlarının azalmasına bağlı olarak yaşlı nüfusun arttığı ve ortanca yaşın yükseldiği gözlemlenmektedir.
Bu değişim, Türkiye’nin demografik dönüşüm sürecinde ilerlediğini ve toplumun giderek yaşlandığını ortaya koymaktadır. Özellikle doğum oranlarındaki düşüş ve sağlık koşullarındaki iyileşme, yaşlı nüfus oranındaki artışın temel nedenleri arasında yer alıyor.
Ortanca yaş, nüfusun yaş yapısını değerlendirmede önemli bir gösterge olarak kabul edilir. Türkiye’de 2023 yılında 34 olan ortanca yaş, 2024 yılında 34,4’e yükseldi.
Cinsiyete göre incelendiğinde, erkeklerde ortanca yaş 33,2’den 33,7’ye, kadınlarda ise 34,7’den 35,2’ye çıktı. Bu artış, Türkiye’de doğum oranlarının azalması ve yaşam süresinin uzamasıyla birlikte nüfusun giderek yaşlandığınıgösteriyor.
Türkiye’de illere göre ortanca yaş dağılımına bakıldığında, en yaşlı nüfusa sahip ilin Sinop olduğu görüldü. Sinop, 43,4 ortanca yaş ile listenin başında yer alırken, onu 42,9 ile Giresun ve Kastamonu takip etti.
Öte yandan, 21,4 ortanca yaş ile Şanlıurfa, en genç nüfusa sahip il oldu. Şanlıurfa’yı, 23 ile Şırnak ve 24,5 ile Ağrı ve Siirt izledi.
Cinsiyete Göre Ortanca Yaş Dağılımı
Cinsiyete göre yapılan incelemeye göre,
🔹 Erkeklerde en yüksek ortanca yaş 42,5 ile Sinop, en düşük ise 21 ile Şanlıurfa oldu.
🔹 Kadınlarda en yüksek ortanca yaş 44,3 ile Sinop, en düşük ise 21,9 ile Şanlıurfa olarak belirlendi.
Bu veriler, Sinop ve Karadeniz Bölgesi’nde yaşlı nüfusun daha yoğun olduğunu, Güneydoğu Anadolu’da ise genç nüfus oranının yüksek olduğunu ortaya koyuyor.
2009 ve 2024 yılları arasındaki medeni durum dağılımı incelendiğinde, erkeklerde hiç evlenmeyenlerin oranının kadınlara göre daha yüksek olduğu görüldü. Buna karşılık, kadınlarda eşi vefat edenlerin ve boşananların oranı erkeklerden daha fazla oldu.
Öte yandan, evli bireylerin oranı her iki yılda da kadın ve erkeklerde birbirine yakın seviyelerde seyretti. Bu veriler, toplumdaki demografik eğilimlerin zaman içinde büyük değişiklikler göstermediğini, ancak bekârlık ve boşanma oranlarında belirli farklar oluştuğunu ortaya koyuyor.
Toplam yaş bağımlılık oranı azaldı