CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İmralı’da terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile görüşen DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Van Milletvekili Pervin Buldan ve İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ü Meclis’teki makamında kabul etti.
Basına kapalı gerçekleşen toplantıya CHP’den Genel Sekreter Selin Sayek Böke, Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen ve Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın da katıldı. Yaklaşık 1 saat 35 dakika süren görüşmede, barış sürecine yönelik değerlendirmeler yapıldı.
“Meclis Odaklı Bir Süreç Şart”
Görüşme sonrası açıklamalarda bulunan Özgür Özel, barış sürecinin Meclis öncülüğünde ve şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Özel, şu ifadeleri kullandı:
“Heyetimizi ağırlayarak kendilerini dinledik. Türkiye’nin 50 yıldır süregelen bu sorununun çözümü için atılacak her adıma katkı sunmaya hazır olduğumuzu ifade ettik. Süreçle ilgili endişelerimizi, olumlu ve olumsuz yönlere dair eleştirilerimizi açık yüreklilikle paylaştık. Bundan sonraki adımların Meclis çatısı altında, tüm siyasi partilerin katılımıyla oluşturulacak güçlü bir komisyon tarafından yürütülmesi gerektiğini belirttik. Barış sürecinin toplumsal mutabakat ve hassasiyetleri göz önünde bulundurarak ilerlemesi gerektiğine inanıyoruz.”
“Şeffaf ve Toplumsal Katılımlı Bir Süreç”
Özel, sürecin toplumun tüm kesimlerini kapsaması gerektiğini söyleyerek şunları ekledi:
“Şehit aileleri ve gazilerin rencide edilmeden, duygularının dikkate alındığı mekanizmaların oluşturulması gerektiğini dile getirdik. Ayrıca, sürecin siyasi pazarlıklardan uzak, demokratik ve yasal bir çerçevede ilerlemesi gerektiği konusunda mutabıkız. Toplumun geleceğine umutla bakmasını sağlamak en önemli önceliğimiz.”
“Torunlarımıza Barış İçinde Bir Ülke Borçluyuz”
DEM Parti adına konuşan Sırrı Süreyya Önder ise görüşmenin kapsamlı geçtiğini ifade etti. Önder, şu açıklamalarda bulundu:
“CHP’nin destek ve eleştirilerini dinledik. Özellikle eleştiriler bizim için verilen destek kadar anlamlı. Bu, dar bir siyasi kesimin değil, tüm toplumun geleceğini ilgilendiren bir konu. Barış içinde bir ülke bırakma sorumluluğumuz var. Bu sorumlulukla hareket ediyoruz ve toplum olarak bunu başaracağımıza inanıyoruz.”