Iğdır’da yapılan bir düğünde, İranlı bir gelin, kendine has geleneklerini sergileyerek dikkatleri üzerine çekti. Anadolu’nun farklı bölgelerinde hâlâ canlılığını koruyan ya da zamanla unutulma tehlikesiyle karşı karşıya kalan bazı geleneklerle paralellik gösteren ritüeller, kültürel bağların ortak yönlerini bir kez daha gözler önüne serdi.
İran’dan Iğdır’a gelen ve Murat Akkahraman ile evlenen Paniz Hüseyinzaden, düğününde İran’a özgü çeşitli gelenekleri uygulayarak etkinliğe farklı bir renk kattı. Paniz, gelenekte sıkça yer alan bir ritüeli de misafirlerine tanıttı. Gelenek gereği, gelin ayağına atılan bir tabağı kırdı. Kırılan tabaktan sonra, parça gelinin üzerinden atıldı. Bu uygulamanın, gelinin yeni yuvasına uğur getirmesi, nazardan ve kötü enerjilerden korunmasını sağlamakla birlikte, evliliğe bereket getirmesi anlamına geldiği belirtildi.
Düğün sırasında gerçekleştirilen bir diğer gelenek ise kapıya kurdele bağlanmasıydı. Gelin ve damat, bu kurdeleyi birlikte keserek yeni hayatlarına adım attılar. Kurdele kesme töreninin, çiftin ortak bir yaşam kurma, birlikte karar alma ve hayattaki sorumlulukları paylaşma simgesi olduğu öğrenildi.
Gelin yeni evine girerken, yere bir kap dolusu pirinç de dökerek gelenekleri sürdürdü. Anadolu’da yaygın olan bu uygulama, yeni evin bolluk ve bereketle dolması için iyi dilekleri temsil ediyor. Ayrıca, gelin eve girmeden önce kapının önüne para bırakıldı. Gelin, sağ ayağıyla bu paranın üzerine basarak uğur getirmesi dileğiyle ritüeli tamamladı. Ardından bu para, düğündeki küçük bir çocuğa verildi. Düğünün sonunda, gelin ve damat birlikte şerbet içerek tatlı bir yaşamın başlangıcına sembolik bir adım attılar.
Iğdır’daki bu düğün, kültürel zenginliğin ve geleneklerin harmanlandığı, hem İran hem de Türk geleneklerinin yaşatıldığı çarpıcı görüntülere sahne oldu.
Yorumlar kapalı.