Gaziantep’te Hastane Skandalı: Hemşirenin İğnesiyle Hayatını Kaybetti
Gaziantep’te üç yıl önce geçirdiği trafik kazası sonrasında Özel Bossan Hastanesi’nde tedavi altında bulunan Abdurrezzak Baysal’ın, bir hemşire tarafından sakinleştirmek amacıyla vurulan iğne sonucu yaşamını yitirdiği iddia ediliyor. Olayın ardından hastane ve hemşire hakkında dava açıldı. İlgili duruşmanın yakın bir zamanda yapılacağı bildirildi.
Olayın Gelişimi
İddialara göre, Abdurrezzak Baysal, 3 yıl önce bir trafik kazasında yaralanarak Özel Bossan Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastaneye kabul edildiğinde bilinci açık olan Baysal’ın yalnızca dizinde yaralanma bulunduğu ve sağlık durumunun genel olarak iyi olduğu belirtildi. Yoğun bakım ünitesinde takip edilen hasta, yakınları tarafından sık sık ziyaret ediliyordu. Ancak, hastanın bir hemşireyle yaşadığı tartışmanın ardından, kas gevşetici olduğu öne sürülen başka bir hastaya ait bir ilacın enjekte edilmesi sonucu hayatını kaybetti.
Tartışmanın Sonucu Felaket Oldu
Olayın seyrini değiştiren gelişmeler, hastanın ölümünün ardından ortaya çıktı. İddialara göre, yoğun bakımda görevli bir hemşireyle Abdurrezzak Baysal arasında kişisel bir tartışma yaşandı. Bu tartışma sonrasında hemşire, yetkisini aşarak ve doktor talimatı olmaksızın, başka bir hastaya ait olduğu belirlenen kas gevşetici bir ilacı Baysal’a enjekte etti. Yargılama sürecinde, başka bir hemşirenin tanık olarak verdiği ifadede, olay anında hasta ile tartışan hemşirenin Baysal’ın ağzına peçete tıkadığı da kaydedildi. Kısa bir süre sonra Abdurrezzak Baysal hayatını kaybetti.
Adli Tıp Raporu Gerçeği Ortaya Çıkardı
Başlangıçta aileye, ölümün “kalp krizi” nedeniyle gerçekleştiği bildirildi. Ancak, şüpheli ölüm üzerine aile tarafından yapılan başvurular sonrasında otopsi talep edildi. Adli Tıp Kurumu’ndan gelen raporla, Baysal’ın ölümüne neden olan ilacın net bir şekilde tespit edildiği öğrenildi. Bu olayın ardından soruşturma başlatıldı ve kamu davası açıldı.
Aile İçin Adalet Arayışı
Hastaneye dava açtıklarını belirten kız kardeşi İpek Baysal, “Abim trafik kazası geçirmişti. Sadece dizinde kırık vardı, onun dışında sağlıklıydı. Daha önce ayağında platin vardı. 10 gün boyunca yoğun bakımda kaldı, daha sonra normal servise alındı. Sürekli yanına gidip geliyordum, onunla konuşuyorduk, yemek veriyordum. Her şey yolundaydı. O gün bana, ‘Abiniz acıktı’ dediler. Hemen yanına indim, ne yemek istediğini sordum. ‘Kebap, acılı olsun’ dedi. Yemeğini alıp yanında bir saate yakın kaldım. Yemeğini yedirdim, yüzünü temizledim, konuştuk. Ancak daha sonra hemşireler beni zorla dışarı çıkardı. ‘Zaten yeterince kaldın’ dediler ve güvenliği çağırıp beni dışarı çıkardılar. O gece eve dönerken, sabah saat 04.00’te hastaneden aradılar ve ‘Abiniz kalp krizi geçirdi, vefat etti’ dediler. Şok olduk, inanamadık. Hemen hastaneye gittik ama hastane adeta abluka altına alınmıştı. Ne doktor ne hemşire vardı, sadece bir güvenlik görevlisi vardı. Evrakları istediğimizde bize el yazısıyla verilmiş belgeler sundular. Buna inanmadık ve hemen avukatımızla birlikte süreci başlattık. Otopsi yapıldı. Raporlarda ihmaller açıkça ortaya çıktı. Abimin ağzına sargı bezi sıkıştırıldığını öğrendik. Tükürdüğü için böyle yapmışlar. Bunun video ve fotoğrafları bile var. Üç yıldır adalet arıyoruz. Mahkeme süreci hâlâ devam etmekte. Biz sadece kendi acımız için değil, başkalarının da benzer bir durumla karşılaşmaması için bu davanın peşindeyiz. Abim göz göre göre ihmal sonucu hayatını kaybetti. Sabah evine getirecektik, bize tabutunu verdiler. Adalet istiyoruz. Sorumlular en ağır cezayı alsın, bu hastane kapatılsın” dedi.
Avukattan Açıklama: “İşlenen Suç Açık”
Konuyla ilgili açıklama yapan Avukat Ferhat Kurt, “Tanık beyanlarına ve mahkeme kayıtlarına göre, bu tartışmanın ardından söz konusu hemşire, yetkisini aşarak ve hiçbir tıbbi gerekçe olmaksızın, müvekkile kas gevşetici olarak bilinen ve başka bir hastaya ait olduğu tespit edilen bir ilacı enjekte etmiştir. Bu ilacın müvekkilin dosyasında reçetelenmiş ya da onaylanmış bir uygulama olmadığı açıktır. Ayrıca, dosyada sanık olarak yargılanan diğer bir hemşirenin duruşma esnasındaki beyanlarında da, tartışma sırasında müvekkilin ağzının bir peçete ile kapatıldığı ve bunun doğrudan gözlemlendiği yer almaktadır. Bu da olayın ciddiyetini ve ihmalin ötesinde, açık bir kötü muamele şüphesini kuvvetlendirmektedir. Ne yazık ki, bu müdahaleden kısa bir süre sonra müvekkilimiz hayatını kaybetmiştir. Ailesine, ilk etapta hastane tarafından ölüm nedeni olarak ‘kalp krizi’ bilgisi verilmiştir. Ancak aile tarafından tarafımıza başvurulmasıyla birlikte, olayın aydınlatılması ve gerçek ölüm nedeninin belirlenmesi amacıyla otopsi yapılması talep edilmiştir. Otopsi sonucu ve Adli Tıp Kurumu’ndan gelen rapor neticesinde, müvekkilin hayatını kaybetmesine neden olanın, enjekte edilen ilaç olduğu açıkça tespit edilmiştir. Bu gelişmeler üzerine gerekli izinler alınmış, soruşturma başlatılmış ve neticesinde kamu davası açılarak yargılama süreci başlatılmıştır” şeklinde konuştu.
Mahkemede Yargılama Süreci
Mahkeme sürecinin başladığını belirten Avukat Kurt, “Bugün itibarıyla yargılama, ağır ceza mahkemesinde devam etmektedir. Tanıklar dinlenmiş, sanık ifadeleri alınmıştır. Sanıkların beyanlarında, olay öncesinde maktulle aralarında yaşanan gerilimli diyaloglar kısmen kabul edilmiştir. Müvekkile enjekte edilen ilacın başka bir hastaya ait olduğu ve sadece ‘sakinleştirmek’ amacıyla kullanıldığı, duruşmada açıkça ifade edilmiştir. Şu aşamada sanıklar tutuklu yargılanmamaktadır. Ancak dosyada mevcut deliller, özellikle Adli Tıp Kurumu raporları, müvekkilin söz konusu ilaç nedeniyle yaşamını yitirdiğini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Biz, bu vahim olayın peşini asla bırakmayacağız. Ailenin ve kamuoyunun adalete olan güvenini zedeleyecek herhangi bir ihmal ya da örtbas çabasına asla müsaade etmeyeceğiz. Adli sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız” diye konuştu.
Acılı anne Rabia Baysal ise oğlunun ölümünün bilinçli olarak gerçekleştirildiğini ifade ederek yasal işlemleri başlattıklarını söyledi.
Yorumlar kapalı.