Gaziantep’te bakırcılık mesleğini 43 yıldır icra eden Mustafa Üzümcü, bu sanatın yok olma tehdidiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti. Mesleğe çocuk yaşta başlayan Üzümcü, bu işi severek yaptığını ve “Bu iş artık son demlerini yaşıyor. Arkadan yetişen kimse kalmadı,” şeklinde konuştu.
59 yaşındaki üsta, Gaziantep’in kale altında yıllardır meslek hayatını sürdürüyor ve çırak yetiştirme konusunda büyük zorluklar yaşandığını belirtiyor. Ailelerin, çocuklarını küçüklükten itibaren ustaların yanında çırak olarak verme geleneğinin artık sona erdiğini anlatan Üzümcü, “Günümüzde çırak bulmak imkansız hale geldi,” diyor.
- Antep’e Özgü Bakır İşçiliği: Üzümcü, Antep’teki oyma ve nakışlı bakır işçiliğinin dünyada tek olduğunu ifade ederek, teknolojiye karşı durarak işlediği bakırların sonunun gelmesinden endişe duyduğunu belirtti.
- İşçilikte İhtiyaç: Bakır işleme sürecinin tamamen el emeğine dayandığını vurgulayan ustaya göre, bu mesleği sürdürebilmek için mutlaka eleman gerekir.
“Mesleğimiz güzel ama artık son dönemlerini yaşıyor”
Mesleğe nasıl başladığını anlatan Üzümcü, “O zamanlar meslek seçme şansımız yoktu. Aileler çocuklarını ustaların yanında çırak olarak gönderir, meslek o şekilde öğrenilirdi. Biz de aynı şartlarda başladık. İlkokulu tamamlayan ve okulda başarısı düşük olan çocuklar çıraklığa verilirdi. Bu mesleği seçerek değil, koşullar gereği yürütüyoruz. Artık bu işi yapacak genç nesil kalmadı,” diye ekledi.
Usta, günlük işleyişle ilgili de bilgi vererek, “Sabah atölyemi kontrol ediyorum. Bu ürünler de benim keyif için yaptığım işler. Ancak bakır şu anda oldukça pahalı ve eleman bulmak gerçekten zor,” ifadesini kullandı.
“Bu meslek çocuk yaşta öğrenilir”
Bakırcılığın genç yaşta öğrenilmesi gerektiğine vurgu yapan Üzümcü, “Aslında gençler yönelmiyor değil, ama çırak olacak yaşta kimse gelmiyor. 17-18 yaşındaki bir genç çırak olamaz. Bu meslek ancak 10-12 yaşında öğrenilmelidir,” dedi. Bugün bu durumun tamamen ortadan kalktığını, en genç bakırcıların bile 50 yaşında olduğunu belirtti.
Üzüntüsünü dile getiren Üzümcü, “Bu oyma ve nakış işi dünya genelinde sadece Gaziantep’te mevcut. Türkiye’de bile başka bir yerde bulunmuyor. Bu alanda çalışan kişi sayısı 20-30’u geçmez. Yazık gerçekten,” şeklinde konuştu.
“Teknoloji girerse bakırcılığın bir anlamı kalmaz”
El emeği ile yapılan bakır işçiliği hakkında bilgi veren üsta, “Ham maddeyi levha halinde alarak işliyoruz. Şekillendirme, nakış, kalaylama, çekiçleme ve parlama gibi aşamalara sahip. Bazı ürünler bir ayda, bazıları ise üç ayda tamamlanıyor. Günde 50 adet ürün de bitirilebilir,” açıklamalarında bulundu. Üzümcü, teknolojiye karşı durarak, “Eğer bu meslek bitecekse el emeği ile bitsin. Teknoloji girmesi bakırcılığın anlamını yitirir. Zaten bu nakış işini yapabilecek bir makine bulunmadı ve olacağını da sanmıyorum,” dedi.




Yorumlar kapalı.