Gaziantep’te ev hanımı olarak katıldığı bir kursta, azalan bir meslek olan bakır işlemeciliğini öğrenen 54 yaşındaki Emine Sibel Bakırcı, yetenekleriyle erkeklere meydan okuyor. Eşinin ailesinin uzun yıllardır sürdürdüğü bu geleneği sürdürmek ve ustası olmak amacıyla 10 yıl önce Gaziantep Bakırlar ve Sedefçiler Odası’nın kadınlara özel düzenlediği kursa katılan Bakırcı, bu süreçte bakır işlemeciliğinin tüm detaylarını öğrenme fırsatı buldu. Elde ettiği eserlerle ve kazandığı ustalıkla adeta erkek ustalara rakip durumda.
On yıldır ilmek ilmek bakıra şekil veren Bakırcı, bir yıl süren eğitimini takiben girdiği bakır işleme mesleğinde ustalık seviyesine ulaştı. Eşinin mesleği olan geleneksel el sanatları ile aile mirasına sahip çıkarak bu alanda kendini geliştiriyor. Geleneksel bakırcılık, genellikle erkekler tarafından yapılmasına rağmen, Emine Sibel Bakırcı bu mesleği severek yaparak kendisini kanıtlıyor.
Aldığı eğitimlerle erkek ustaları geride bırakıyor
Gaziantep’te bakır işlemeciliğinin gerçek bir uzmanı haline gelen Bakırcı, ürettiği eserlerle erkek ustalara zorlu bir rakip olmuş durumda. Bakır işleme ustalığı belgesi edinerek bu alanda büyük bir başarıya imza atan Bakırcı, 10 yılı geride bıraktığı mesleğinde ustalıkla çalışma gururunu yaşıyor. Kalfalık, ustalık ve usta öğreticilik belgelerini aldıktan sonra bakır ustası olarak çalışmaya devam eden Bakırcı, sadece meslek edinmekle kalmayıp aile bütçesine de katkı sağlıyor.
Kadınların bu mesleğe uygun olduğunu düşünüyorum
Geçmişte bakırcılığın bir “erkek mesleği” olarak görülmesine rağmen, bu düşünceyi kırdığını belirten Bakırcı, “Bu mesleğe 10 yıl önce komşularımızın önerisi üzerine başladım. Ev hanımıydım ama şimdi çalışma hayatına geri döndüm. Kursiyer olarak başladım ve daha sonra istihdam edildim. İstihdamdan sonra kalfalık ve usta öğreticilik belgesi alarak, üniversite eğitimi aldım. Bu mesleği çok seviyorum ve kadınların bu alanda ne kadar yetenekli olduğunu düşünüyorum,” dedi.
Bakır işlemeciliğinin okullarda öğretilmesi için çaba gösteriyoruz
Bakırcı, Gaziantep’in ilk kadın bakır ustalarından biri olarak, “Bakıra şekil verdiğimizde insanlar genellikle ‘bunu nasıl yapıyorsunuz, yorulmuyor musunuz?’ diye soruyor. Ancak biz işimizi sevdiğimiz için yorulmadan devam ediyoruz. Bu meslekte daha da gelişmek istiyorum. Ayrıca eğitimimi de sürdürüyorum. Bakır işlemeciliğinin okullarda öğretilmesini istiyoruz. Okullarda çocuklarımıza bu mesleği tanıtmak ve şehrimize katkıda bulunmanın yollarını arıyoruz,” ifadelerini kullandı.
Mesleğimle hem aileme katkı sağlıyorum hem de gurur duyuyorum
Kursiyer olarak başladığı bu alanda ustalaşan Bakırcı, “Evime katkıda bulunmam bana çok fayda sağladı. Çalışmak bana özgüven veriyor. Üretmenin mutluluğunu yaşamak, hem maddi kazanç sağlamak hem de bunu yapabilmek bana büyük bir haz veriyor. Kadınların çalışmasını ve ailelerine destek olmasını şiddetle tavsiye ediyorum,” dedi. Oğlunun bir meslek edinme arzusunu vurgulayan Bakırcı, “Bu mesleği öğrendiğim için çok mutluyum, burada olduğum için de gurur duyuyorum,” şeklinde sözlerini tamamladı.
Tüm desenleri işleyebiliyoruz
Ürettiği eserlerin büyük ilgi gördüğünü belirten Bakırcı, “Çaydanlık, su matarası, tepsi gibi birçok ürün üretiyoruz. Biz genelde nakış üzerine çalışıyoruz ve bakır işleme sürecinin birçok aşaması var. Sadece nakış bölümünde yer alıyoruz. Takı tasarımı üzerine eğitim aldım ve bakıra desen işleyebileceğimiz her ürünü yapabiliyoruz. Bakır işlemeciliği normalde erkek mesleği olarak düşünüldü ama ben el sanatlarını sevdiğim için bu meslekte bulunmak beni mutlu ediyor,” şeklinde sözlerini sürdürdü.
Yorumlar kapalı.