Elazığ, Anadolu’nun Doğu Anadolu Bölgesi’nde, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dikkat çeken bir şehirdir. Şehrin tarihi, M.Ö. 2000 yıllarına, Hititlerin hâkimiyetine kadar uzanır. Daha sonrasında Urartular, Medler, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar gibi birçok önemli medeniyet bu topraklarda iz bırakmıştır.
Elazığ’ın kalbi olarak bilinen Harput, tarihin her döneminde önemli bir merkez olmuştur. Harput Kalesi, Ulu Cami, Sara Hatun Camii ve Harput Kalesi, şehrin tarihi dokusunu günümüze taşıyan önemli yapıtlardandır. Harput, Orta Çağ’da önemli bir eğitim ve kültür merkezi olarak da bilinir. Bu dönemde kurulan medreseler, şehrin bilim ve kültüre olan katkısını göstermektedir.
Osmanlı döneminde Elazığ, stratejik konumu sebebiyle önemli bir ticaret ve askeri merkez haline gelmiştir. Osmanlı arşivlerinde Mamuretülaziz olarak geçen Elazığ, özellikle 19. yüzyılda çeşitli etnik ve dini grupların bir arada yaşadığı bir mozaik oluşturmuştur. Cumhuriyet döneminde Elazığ, modern Türkiye’nin kurulmasıyla birlikte önemli değişimler yaşamıştır.
Şehir, sanayileşme, eğitim ve sağlık alanında önemli adımlar atmış, böylece bölgenin kalkınmasında merkezi bir rol oynamıştır. Elazığ, aynı zamanda zengin doğal kaynakları, bereketli toprakları ve eşsiz güzellikteki Hazar Gölü ile de tanınır. Bu doğal güzellikler, şehrin tarih boyunca önemli bir yerleşim yeri olmasının altında yatan nedenlerden bazılarıdır. Elazığ mutfağı da tarihle iç içe bir kültürel mirası temsil eder.
Orcik, köfte, üzüm ve pestil gibi yöresel lezzetler, şehrin zengin tarihini ve kültürel çeşitliliğini yansıtan önemli unsurlardandır. Günümüzde Elazığ, tarihini koruyarak modern yaşamla bütünleşen, kültürel ve doğal zenginlikleriyle dikkat çeken bir şehirdir. Tarihi dokusunu ve kültürel mirasını gelecek nesillere aktarmak için yapılan çalışmalar, Elazığ’ın tarihine olan saygının bir göstergesidir.